Lanet olsun, ne muazzam şey seni sevmek!
Sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim
yoldaşım, sen benim küçük annemsin.
Canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı
sevmesini bile bilmiyormuşum.
Bu şehir güzelse senin yüzünden , bu elma
tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden...
Bu şiir Nazım’ın hiçbir kitabında daha önce yer almamış. İlk
defa bu kitabın içine konulmuş. Nazım Hikmet’ten Vera Tulyakova’ya yazılmış
kartpostalların olduğu bu kitap 2011 yılında sınırlı sayıda YKY yayınlarından
çıkmış ve tükenmiştir.
Ben ise bu kitabı çok tesadüf Kayınvalidemin kütüphanesine
göz gezdirirken buldum. 72 sayfa , albüm mahiyetinde, hafif ama derinliği sizde
çok etki bırakacak olan bir kitap. Şahsen
bende bıraktı. Nazım Hikmet ile ilgili ne okusam ona bir kez daha vuruluyorum. İçeriğinde kartpostalların
olması, kartpostalların gittiği şehirlere ait görselleri, ve yazdıkları… Özlem çekmek nedir okurken bizzat yaşatıyor. Saygıyla
anılası insan Nazım sen ne kadar naif, ne kadar ince yürekli bir adamsın. Özgür
ve yenilikçi büyük bir aydın. Peki bunun yanında var mı aşkı ve barışı onun
kadar güzel dile getiren başka bir şair ?
Şimdi hiç aramayın bu kitabı çünkü bulamayacaksınız. Önce
ben bir aradım. Çünkü tam bir hasretlik çeken dostuma hediye etmek istiyordum. Eminim
okuyunca kendinden çok şey bulacaktı. Fakat bulamadım. YKY’de yok . Stoklarda yok. Tükenmiştir,
tükenmiştir, tükenmiştir. Sonra kitapçı bir arkadaşıma yalvardım.
“-Noluuurr bana bu
kitabı bul, hiçbir yerde bulamıyorum delireceğim.” diye…
Bana bir link gönderdi.
“-Bütçen varsa al” diye yazmış her zamanki lalettayin
tavrıyla.
Bir baktım 250 TL.
Gözlerim yuvalarından fırladı. Normal fiyatı 20 TL olan bir kitap. Ama işte nadir kitaplar arasına
düşmeyegörsün. Sonra başka bir sahafta
bulabilir miyim diye pek çok sahafa sordum. Sanırım biri bulmuş olacak ki 250
TL olan dükkanda, bana 350 TL ‘ye
verebileceğini söyledi. Komediye gel.
Aramaktan vazgeçmedim.
Sadece internetten satış yapan
bir kitapevinde nihayet buldum. İşte zafer benim! Dedim önce. Çok güzel 15 TL fiyatı da yapıştırmış. Ama
bilmiyor ki stokta yok. Bende ihtimal vermedim ama hadi dedim şansımı deneyeceğim. Sipariş ettim.
Ödemeyi yaptım beklemeye başladım. Bekle Allah bekle kitap yok. Tam acaba
dolandırıldım mı gitti para tüh derken telefon geldi.
“- Efendim yayınevi o kitabı artık basmıyormuş.”
“- Eeeeee….”
“-Paranızı iade mi edelim yoksa başka bir kitap sipariş
etmek ister misiz?”
Olmamasına nasıl şaşırdım nasıl şaşırdım, anlatamam…
Bu süreçte çok güldüm, çok eğlendim. Yer yer hırs yaptım.
İnadımı bir kez daha test ettim. Çoğu zaman azmime şapka çıkarttım. Bütün bu
duyguları sadece ufak bir sürpriz yapmak için yaşadım ama maalesef bulamamış
olmanın hüsranı ile kaldım.
Sonuç; o sürpriz aradan geçen zamana rağmen yapıldı mı
yapıldı. Tabi ki kayınvalidemin kütüphanesinden ödünç alınarak. Çok uzak bir yola gitti, okundu ve geri geldi
sağsalim. Ve geri yerine konuldu mu konuldu. Bu arada o kitabı yeni çıktığında
2011 yılında doğum gününde kayınvalideme oğlu hediye etmiş meğersem… Ah neler
neler … Burdan yola çıkarak Kayınvalidemin
bu yılkı doğum gününde de ben bir Nazım kitabı hediye ettim kendisine. ” Nazım’ın evinde Vera’nın sofrasında”. Okumadım ama inceleme fırsatım oldu. İçerik
olarak “Bu şehir” kitabına benziyor. Albümlerden çıkmış belkide hiç
görmediğiniz samimi sıcak ev ve sofra fotoğrafları, renkli kuşe kağıda…
Vera’nın Nazım’a sitemleri, Nazım’ın Vera’ya kibar tavırları,
gönül kırmaları, gönül almaları, diyaloglar
gözlemlediğim kadarıyla … Ve eminim daha fazlasını bu kitapta da bulacaksınız.
Şubat , 2017