Tarih : 17.05.2009 – Pazar
Yer : Karaköy-Galata
Rehber : Çiğdem (amatör)
Fotoğraflar : Ceyda
Katılımcılar : 1 patron, 1 bankacı, 1 rehber, 1
fotoğrafçı ve bendeniz
Bir zamanlar gezdikce.com olarak geziler düzenlerdik. Bu sayede
güzel insanlar tanıyıp güzel yerler keşfettik. Kokartlı bir rehberimiz vardı.
Fakat ben katılımın azlığına güvenerek ona meydan okumak istedim ve bu turun
tarihini kendim çalışıp gezginlere anlattım. O da beni uzaktan uzaktan test
eder gibi yılan bakışlarla izlemişti. Kulakları çınlasın …
Ve işte rehberlik için çalıştığım muhteşem defter
notlarım…
Yerden Çatı ucu h:69,90 mt.
Kule ağırlığı yaklaşık 10.000 ton
Duvar kalınığı . 3,75 mt
İç çapı : 8,95 mt
Dış Çapı : 16.45 mt
Kulenin derinliklerindeki kanallarda bir çok kafatası ve
kemikler bulundu.
Orta boşluk zindan olarak kullanılmış.
Kulenin kalın gövdesi işlenmemiş moloz taşlarından
yapılmış.
Fatih’in İstanbul’u fethinden önce Hiristiyanlar bu
kuleye İsa kulesi diyormuş.
Kule tarihinde intihar olayları da yaşanmış.
1973’de şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın 15 yaşındaki oğlu
Vedat atlayıvermiş.
Bakınız Galata Şiiri …
1876’da Avusturalyalı biri nöbetçilerin dalgınlığından
faydalanarak bırakmış aşağı kendini… (Bu konu ayrı bir araştırma konusu
olabilir. Çünkü kule tarihindeki efsaneye göre o kişi herhangi bir turist
değil, masonik locanın ritüellerini takip ederek intihar eden biri. Belki bir
kurban. !)
1384 yılında kuleyi Ceneviz kolonisi yapmış.
Padişah 2. Murat, kulenin yapımı için Cenevizlilere tam
3.000 altın göndermiş.
Cenevizliler de kuleye 2. Murat adını vermişler. Jeste
jeste karşılık.
Bana da o kadar altın verseler neler yapmıştım.
Osmanlı’nın ilk döneminde Yeniçeriler kullanmış.
16. yy’da Kasımpaşa’daki donanmada tutsaklar barınmış.
1638’te Hezarfen Ahmet Çelebi tahtadan yaptığı kanatlarla
Üsküdar’a uçmuş.
2. Selim döneminde Türk Astronomu Takiyyeddin tarafından
gözlemevi olarak kullanılmış.
1703’de 2. Mustafa döneminde, Şeyhülislam Feyzullah
Efendi ile bir Cizvit papazı kulede bir gözlemevi kurmaya çalışmışlar. Fakat
Şeyhülislam efendinin kellesi zamansız gidince çabalar yarım kalmış.
1794’de 3. Selim döneminde kule tarihinin en büyük bir
yangını çıkmış.
1832’de 2. Mahmut yeniden yaptırmış.
1875’te kulenin konik tepesi bir fırtınada uçmuş ama
hemen akabinde onarılmış.
1964’e kadar yangın kontrol istasyonu olarak kullanılmış.
1967’de turistik hizmete açılmaya karar verilene kadar
kapalı kalmış.
Peki ;
2013’te UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne
dahil edildiğini biliyor muydunuz ?
Rivayet 1 : Kız kulesi ve Galata Kulesinin birbirine olan
aşkı
Rivayet 2 : Eğer Galata kulesine sevgilinizle çıkarsanız
onunla evlenirmişsiniz.
Defter notu buraya kadar. Şimdiiiiii ….
Kulede gerçekleşen ilginç olaylar ;
·
İstanbul Fatih Sultan Mehmet’e teslim olduktan
sonra bilinen en eski tarihte de burada yaşayan “bir sülale”, tarihin her
döneminde sahnede yer almış ve varlığını sürdürme başarısını göstermiştir.
·
Rasathane olarak kullanıldığı sırada bu sülale
devreye girerek rasathaneyi kapatmıştır. Hemen akabinde kulede cinayetler
işlenmeye , kuledibinde kalbi sökülmüş kadın cesetleri bulunmaya başlamıştır.
Halk korkudan o bölgeyi terketmeye başlamış ve Galata çevresi sadece o sülaleye
kalmıştır.
·
Kulaktan kulağa yayılan bir başka esrarengiz
olay o kadim sülalenin orada bir fahişe tapınağı kurmasıdır. Mabed fahişeliği
antik mısırda hatta günümüz Hindistan’ında da görülen çok eski bir ibadet
şeklidir. Ama 1 farkla.
·
Burada önce ayinler yapılıyordu. Ancak her
isteyen bu ayinlere katılamıyordu. Daha çok elit tabaka bu ayinlere iştirak
ediyordu. Oraya gidenler itibarlı sayılıyordu. Korkulan kimseler oluyorlardı
aynı zamanda nüfuzlu kimseler olarak bulundukları krallığın yapısında, söz
sahibi oluyorlardı. Bugün orada yine genelev vardır. ‘Tarih tekerrür ediyor’
diyenler haksız da sayılmazlar.
·
Ve intihar ritüeli ; senenin belli dönemlerinde,
kule dibindeki ayinden sonra kuleye çıkılıp, seçilen kimseler atlayarak intihar
ediyorlardı.
·
Fakat oradaki sülale format değiştirerek
varlığını bir şekilde devam ettiriyordu. Abdülhamit Han dönemde burada intihar
vakaları yine artmıştı. Bu ritüelden bir türlü vazgeçmiyorlardı.
·
Abdülhamit Han hemen kolları sıvadı ve gelen raporlar
çok ilginçti: Kule dibinde tıpkı eski dönemlerde olduğu gibi yine fuhuş
yapılıyordu. Ticaret gemileri ile Dünya’nın çeşitli yerlerinden gemilerle gelen
kadınlar, buradaki o eski tarikat tarafından fuhuşa zorlanıyor, gayri meşru
doğan çocuklar, belli bir yaştan sonra çok gizli bir ritüelle intihar
ettiriliyordu.
·
Abdülhamit Han, birliklerini baskına
gönderdiğinde bir görüyorlar ki bir tür masonik tarikat ile karşı karşıyalar. Sorguya
çekilen itirafçılar serbest bırakıldılar ancak bir süre sonra bunların da
intihar ettikleri gözlendi.
·
Yapı dağıtılmasına rağmen, o eski sülale orada
kalmaya devam etti. Aile çok zengindi.
Acaba o aile kimdi ? Merak
edenler için devamı bu linkte: https://biliyomuydun.com/116341
Gezi sonrası günün yorgunluğu, kulenin hemen dibindeki
Anemon Otel’in terasında geçirmeniz şiddetle tavsiye olunur. Gidin ve
yüzyıllardır bu kule acaba hangi esrarengiz olaylara sahne olmuştur acaba diye
düşünerek shirazınızı yudumlayın…