Geçen hafta biriyle
(ismi bende kalsın) sohbet ederken, Türkiye Yunanistan'dan beter olacak
dediğimde yüzüme anlamsızca baktığından bazı şeyleri yazma ihtiyacı duydum.
"Konuyla ilgili en son ne okudun, ne araştırdın?" dediğimde, yazma
ihtiyacım tavan yaptı...
Uzun bir yazı, çoğu
insan 1-2 paragraf sonrasında bırakacak, üniversite sınavlarına bile
hazırlanırken hocalar taktik verir, son
paragrafa bak diye. Maalesef...
Öncelikle neden ekonomik
kriz olur veya neden sık olmaya başladılar. Sonra söyleyeceğimi baştan
söyleyeyim, frekansı zamanla daha da artacak. yani daha sık
olacak...Maalesef...
Olabildiği kadar basit
anlatayım...Hatta hikaye gibi anlatayım...
Bundan uzuuun (ama 1
asır önce değil) yıllar önce herkes çalışır, herkes kazanırdı. İşçi işine gider,
patron patronluğunu yapar, herkes hakkını alır, alamayan birlik olur alırdı..
Günlerden bir gün,
acayip para öyle bir öncelik oldu ki, insanlık kenara atılmaya, eş dost akraba
işçinin emekçinin hakkı hafif hafif ama çok hafif hafif gözardı edilmeye başladı..
Toplumdan, aileden, birlikten bireye inen asansöre binildi..her yerden kesildi,
işyerlerinde sömürme operasyonları, toplumda yalnızlaştırma operasyonu başladı.
Yıllaaaar sonra orta
direk sallandı. Zengin para babaları öyle zengin oldular ki zengin fakir
uçurumu arttı da arttı. Para babasının gözü doymadı, daha da satayım daha da
kazanayım dedi. sattı sattı sattı, aldı aldı aldı...Fakirler birlik olmaya
başladılar ama başlarındakilere babalar para verdi, "bu para bu adamlar
seslerini çıkarmasınlar diye" dendi. İşçi birlikleri dağıldı...Sağcılar
kandırıldı, mutlak eşitlik dinsizliktir dendi, susturuldular. Sosyal kelimeleri
yasaklandı..Taş gibi solcular ayaktaydı, kafaları da çok çalışıyordu. bunlara
da müdürlükler, yöneticilikler verildi...pozisyonla güçle kibirle
dolduruldular, "sen farklısın, zekisin, ulan ne adamsın be" zırvalarıyla
paraya ve güce doydular...Sol yumruğu havada, cüzdan sağ arka cepteydi artık...
Gel zaman git zaman,
orta direk ve fakirler öyle duruma düştüler ki, artık zengin abi ve babalarından
ürün alamaz oldular...Zenginler buna çok kızdı...Çare arıyorlardı...
Buldular: Kredi (
Pardon, terim kullanmayalım). Fakir ve orta direğin geçmişini ve bugününü silen
ağalar, "senin geçmişini geleceğini" sloganıyla yeni bir icat
buldular. borç verdiler. Fakir anlamadı, "nasıl yani? Bana para mı
veriyorsun ve ben hiçbir şey yapmadan?". Fakir şaşkındı. Baba, "al
al, yavaş yavaş ödersin" dedi.
Fakir aldı da aldı, oto
boka para saçtı, 3 liralık şeyi 30 liraya aldı. Mortgage’lar ne olaylar ne
olaylar...Baba mutlu, fakir mutluydu...
Sonra fakir baktı ki yaz
3 ay, geri kalan aylar 9 ay… Ağustos böceğine dönmüşler...Harcadığını, zaten
pahalı aldığını daha da pahalı bir fiyata geri istedi baba...Veremedi fakir. Kavruldu
ortalık… 30 liraya verdiği oyuncaklarını aldı elinden, ver bana 5 liraya dedi…Mortgage
şaplak yemekten morkıç oldu...
son resimde görüldü ki
baba daha da daha da daha da zengin, fakir yerlerde değil yerin dibinde...
İnsanlar artık biraz
akıllandı derken, babalar bir çözüm daha buldu.."ey evi olan fakir, evin
var. Paranın üstünde oturuyorsun, aslında bu parayı değerlendirsen daha da
zengin olabilirsin, hatta şansın yaver giderse bizden biri bile
olabilrsin..." Fakir umutlandı... Başladı evini ipotekle finansal ıvır
zıvıra (teknik terim yok diye) yatırmaya. karşısında bir adam türev ürünler
falan diyordu. "Bu adam işini biliyor olmalı" diye düşündü ama aslında
bu da fena bir taktikti..Sloganın adı "senin soyunu sopunu" olarak
değişti. Türev diye diye TümEv gitti elden...
Hikaye kısmı bitsin...
Artık öyle bir noktaya
gelindi ki sistem kırılmaya başladı..baba piyasalara ne verirse versin bu çark
dönmeyecek...Geçmiş gitti, bugün gitti, gelecek gitti (lütfen bunu kişisel
değil, tüm dünya olarak algılayın ve zamanı 30-50 yıl olarak düşünün) Bbaba ve fakir
arasındaki makas öyle büyüdü öyle büyüdü ki makası kapatacak kol gücü kalmadı.
Daha da büyüyecek. Teknoloji ile bu makas açılmıştı ki daha da daha da
açılacak...Maalesef..
Gelelim
Türkiye'ye..üzülüyoruz Yunanistan dramına…
Günde en fazla 60 euro çekebiliyorlar diyerek ah vah eden rezalet basın.
Ülkemizin çalışan gücü günde 60 euro kazanamıyor bile... Ama onlar euro biz TL
ne diyorum ben? Ah dostlar, TL olarak da kazanamıyor… Kriz teğet geçmedi, hatta
hiç gelmedi ve hiç gitmedi, hep içimizde hep içimizde...
Üretimin yok, sistem
harcama üzerine... Politikan devlet politikası değil, hükümet politikalarıyla
değişiyor. Ama büyüdük? Herkes büyüyor...Bu şuna benziyor… Her yıl %50 zam
alıyorum...enflasyon %70 ise anlamı yok ki. Maalesef...
Eğitimin öyle dandik
öyle dandik ki sınavlarda binlerce öğrencin "0" çekiyor.
Üniversitelerin düşünme ve fikir yuvası değil. Mahalle aralarında üniversiteler
açılır hale geldi.
Devletin halk için
değil, hukuk sistemin batmış (toparlayacak vasıfta adam da gelmiyor alttan),
Denetim mekanizmaların çökmüş.. Doktorun Hipokrat'ı unutmuş "Para
Yemini" etmiş, Öğretmenin öğreteceğinden korkuyor...Mühendisin kaçmanın
yollarını arıyor...
Teknoloji yatırımın
sıfır hadi olsun sıfıra yakın. bilim insanların fon bulamıyor yurtdışına kaçıyor...
Hammadde ve 5. sınıf ürün ihraç ediyoruz, 100 ton verip 1-2 ton yüksek
teknoloji ile değiş tokuş ediyoruz. Bu ne be? Cilalı Taş Devrinde olduğumuzu
düşünün..1000 hayvan avlıyoruz kan ter içinde, bunları da kemikten ve kilden
alet satan birileri ile 3-5 alet için değiş tokuş ediyoruz bu nasıl iş?
Börtü böceğin bile
binlerce araştırması varken biz hala kaynanasına dalan damatları, eniştesiyle
fingirdeşen kızların hikayelerini gündemden düşürmüyoruz. Uzayda araştırmalar
almış yürümüş, genetik mühendisliği şova başlamış, devrim niteliğinde
çoooooooooook acayip gelişmeler var, biz "demokrasi gerek"
tıngırdısındayız.
Yaşam indeksin yerlerde
ve genç nüfusunun üçte biri işsiz.. Arkadaş, bunun nesini anlamıyoruz. Genç nüfus işsiz, gençler işsiz, amaçsız, bakışsız,
vizyonsuz, görmüyor.. Akü komple yok dostlar...Temel temel..binanın temeli
deniz kumundan, daha nasıl anlatılır ki…
Bu adamlara yatırım yok,
çer çöp anlatılıyor. Çocuklar ne yapsın? Bu sisteme, bu temeli kötü olan binaya
güvenerek nasıl emekli hayallerimiz olur? Emekli paramızı ödeyemezler ki? Nasıl
yani? Eee yani, Yunanistan? Kriz o kadar
içimizde ki, krizle yaşamaya, alışmışız… Hindistan ile kast sistemi, Hint
fakiri vs denir ya… Daha beter olmayacağımızın garantisini kim veriyor?
Adaleti ve dengesi doğru
olan nefes almaya devam edecek...
Saygılarımla Dostlar...