Bir cumartesi sabah vakti içerde kızım hafif ateşli uyurken, oğlum odasında karikatürlerini çizerken, babaları işine gücüne gitmişken, kahvaltılar da edilmiş kahve kitap saati gelmişken, acaba ne okusam ne okusam derken, aylar önce satın aldığımız hatta yapımını da tamamladığımız ama bir türlü fırsat bulup da duvara monte edemediğimiz kütüphanemiz yüzünden hala yerlerde koridorda duran kitaplar arasında gezinirken, kayınpederim vefat ettiğinde onun kütüphanesinden gelen kitaplara gözüm takıldı. Onları incelerken İrfan dedenin yani kayınpederimin babasının günlüklerini buldum. Ah işte sonbahar ve en sevdiğim nostalji.
Mesleği öğretmen olan İrfan dedemiz köy enstitüsü mezunu, Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde köylerinde hizmet vermiş bir başöğretmen. İdealist ve aşka tutkun, naif yapılı ve duyarlı bir insan portresi çıkıyor okudukça. Okuduğu kitaplar, aldığı terfiler, seyahatleri, öğrencileri, arkadaşları yaşadığı ne varsa tüm anılarını duygu yüklü yazmış. Sefiller kitabını anlatmış. JanValjan'dan ne kadar etkilendiğini. Fotoğraf çekme sanatı başlıklı sayfalarca deneyimlerinden bahsetmiş. Saç boyama sanatı diye bir başka başlığı daha var. Güzellik üzerine. Siyah saç boyası nasıl yapılır? Karışımlar, förmüller, bukle saç nasıl yapılır gibi daha neler neler.
Yeni evimin yeni balkonunun tadını çıkarmaya çalışırken işte tam da okunası zamanda bu günlükler pek tatlı geldi. Ve işte günlüklerden aşk üzerine olan alıntılar ; Sene 1931-1932 'lerden...Mesleği öğretmen olan İrfan dedemiz köy enstitüsü mezunu, Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde köylerinde hizmet vermiş bir başöğretmen. İdealist ve aşka tutkun, naif yapılı ve duyarlı bir insan portresi çıkıyor okudukça. Okuduğu kitaplar, aldığı terfiler, seyahatleri, öğrencileri, arkadaşları yaşadığı ne varsa tüm anılarını duygu yüklü yazmış. Sefiller kitabını anlatmış. JanValjan'dan ne kadar etkilendiğini. Fotoğraf çekme sanatı başlıklı sayfalarca deneyimlerinden bahsetmiş. Saç boyama sanatı diye bir başka başlığı daha var. Güzellik üzerine. Siyah saç boyası nasıl yapılır? Karışımlar, förmüller, bukle saç nasıl yapılır gibi daha neler neler.
Aşk yalnız sevmekten düşünmekten ibaret değildir. O yalnız kalp ile dimağa ait olmasa gerek.
Eğer öyle olsaydı, gurbette olan bir aşık kendini teskin ve hatta memnun
edebilirdi.
Düşünmek, hep sevgilinin hayali, hatırasıyla mütemadiyen
uğraşmak, yalnız yaşamak kafi gelmiyor. Goethe "Aşk bir ıstıraptır. Ondan
ancak maşukanın (sevgili) yanında kurtulunur. “ demiş. Yani ıstırap yalnızca
sevgilinin yanında unutulur. Yoksa tek başına sevmek kafi değil. Sevdiğini
görmek, onun yanında bulunmak, onunla beraber yaşamak ve işte emel…
Gözlerin sevdiğini görmez, kulakların sesini işitmez, burnun
kokusunu almaz, elin vücudunu okşamazsa, insan kucağında; ben seni bütün varlığımla seviyorum
diyemezse, bu sözün onun üzerindeki tesirini
göremez, anlayamazsa neye yarar ? Vakıa (her ne kadar ise de) söylemek şart
değildir. Fakat aşk tamam olmak için mütekabil (karşılıklı) olmalıdır. Bu pek
nadirdir. Fakat asıl saadette budur.
Kıskançlık muhabbeti öldürür. İtimat (güven) yaşatır. Her zaman
sevdiğini anlamak, affetmek gerektir. Maddi menfaatleri düşünme, arzularının
akıbetinden korkma, mağlup olursam diye gamlanma. Aşkı her gün yeniden haket.
Dimağında, kalbinde ve vücudunda bulunan aşk ateşini hiçbir vakit söndürme. Kanının şehvetini, dimağının ıstırabını,
kalbinin saadetini birleştir ve hepsini birden sevgilinin en küçük bir keyfi
için feda et. Fakat acaba bu mümkün mü ?
Aşkı düşünmek zevk
, duymak azaptır
Aşkla zaman ve
zamanla da aşk geçer
Aşk iyileşmek
istenilmeyen yegane hastalıktır
Aşksız kalp parasız
cüzdan taşımak gibidir.
Bir türlü aşk bin
türlü ihanet vardır.
Sevmek bir piyango
biletidir. İkramiyesi sevilmektir.
Muvakkar Ekrem
Şu zavallı yüreğim
hep senin aşkınla yanar
Seni ister seni
gönlüm seni bilsen ne kadar
Geliver bir gece
olsun, yaşasın hatıralar
Seni ister seni
gönlüm seni bilsen ne kadar
Senin aşkın varlığı içinde öyle yok oldum ki bu yokluk bin varlıktan yektir.
Yemin ederim ki aşıkların gözünden akan yaşlara bir hayat
gıpta eder.
Dildarın mezar başına gittim, toprağa seslendim. Dedim ki
“Ey toprak benim vefakar olan yârimi incitme, hoş tut.”
Sevgilimden başkaları ile de hembezm (sarılmalar) olmama rağmen vallahi gönlümde ondan başka hiçbir kimsenin aşk ateşi yoktur.
23.09.2017 ,Cumartesi - K.yolu