Otelimiz Eski Şehir’de Barut kapısına yakın bir
yerdeydi. Bu yüzden çok rahat ettik. Merkeze yakın oteli tercih eden kızkardeşim ve diğer arkadaşlarımıza
acentadan yürüyerek merkeze gidilebilecek yakınlıkta olduğu söylenmesine rağmen
hiç de öyle olmadığını gördük. Onlar her gece metroya binmek koşuluyla Eski
şehir’e gelip gittiler.
Ertesi sabah erkenden kalktık ve planladığımız gibi 90 dakikalık Kral Yolu
yürüyüşüne başladık. Bu yürüyüş adını Bohemya Kral ve kraliçenin taç giyme
törenlerinden almış. Namesti Rebuplıky caddesinden Belediye Sarayı’na döndük ve
Gotik mimari yapısı olan Barut Kapısı’nın altından ilerlemeye başladık. Prag’ın
en eski sokaklarından olan Celetna sokağına geldik. Mimari açıdan Barok ve Rokoko
tarzı evler göz alıcıydı. Kafalarımız
yukarlarda bu yapılara hayran hayran
bakakalarak Eski Şehir Meydanı’na geldik. Tyn Kilisesi’nin önünde
durduk. İçeri girmedik. Ama eminim görülmeğe değer pek çok şey kaçırdık. Eski
Belediye Sarayı, Aziz Niklaus Kilisesi ve Astronomi saatinin tekrar üzerinden
geçerek meydandan çıktık.
Galerilerle dolu Karlova sokağı’na döndük.
Eski Şehir Köprü Kulesi’nin altından Karel Köprüsü’ne ilerledik.
Elimizdeki
kitapçıktan tek tek heykellerin hikayelerini okuduk. Küçük mahalle kulelerinin altından yola devam ettik.
Küçük mahalleyi adım adım gezmedik. Aziz Niklaus Kilisesi ve Wallenstein
Sarayı Bahçesi'ni gezdik. Eskiden kralların yaptığı gibi bu yoldan
yürüdük. 2,4 kilometrelik rotamız Aziz Vitus Katedrali'nde son buldu.
Akşama doğru Yeni Şehir'in bir kısmını gezdik ve çok tesadüfen Eski Şehir'e
giden tekneleri bulduk. Saatlerce yürümüş olmanın verdiği yorgunluğu bu
keyifli tekne turunda atmış olduk.
Tekneden indikten sonra Yahudi Mahallesini görmek için haritalarımızı açtık ve
yürümeye başladık.
Akşam yemek için sokak aralarında
dolaşırken ördek eti yapan bir restauranta rastladık. Bol marineli leziz bir
yemek yedik. Tadı hala damağımda….
Ertesi günkü planımızda Karlovy Vary vardı. Erken bir vakitte kalktık
ve kahvaltıdan sonra metroyu kullanarak terminale doğru hareket ettik.
Metro sistemleri çok karmaşık değildi. Hiç zorlanmadık. Tolga'nın dediğine
göre Paris metrosu çok daha karmaşıkmış. Terminalden otobüs biletlerimizi
aldık ve 2 saat sonra kendimizi Karlovy Vary'nin muhteşem sokaklarında bulduk.
İnsanın ömrüne
ömür katan bu yerde kendimizden geçtik. Nehir kenarını takip ederek yolun
sonuna kadar yürüdük. Colonnade Park, Mill Colonnade, St. Maria Magdalena
Kilisesi, Spa Kalesi yol boyunca gördüğümüz güzel yapılardan sadece en
önemlileriydi. Bu cennet misali mekanda kalbimizin bir parçasını bırakarak
ayrıldık.
Aklımızda Prag
ile ilgili görmediğimiz Vaclav Meydanı'nı ve Ulusal Tiyatro’yu görmek vardı.
Otobüsten iner inmez metro ile Yeni Şehir'e geldik. Hava kararmak üzereydi ve
üç gün boyunca yüzümüze gülen güneş bu defa yerini minik yağmur
damlalarına bırakmıştı. Soğuktu ve yağmur çiseliyordu.
Devlet
Operası'nın önünden yürüdük ve biraz soluklanmak için otellerimize dağıldık.
Bir kaç saat dinlendikten sonra bir şeyler içmek için meydana doğru yürürken
blues tınılarının geldiği bir bar keşfettik ve kendimizi çok keyifli canlı bir
performansın içinde bulduk. Red Hot & Blues Cafe. Son gecemizi de böylece
bitirmiş olduk.
Ertesi gün biliyorduk ki acentamız bize çok güzel bir süpriz yapmıştı. 3 gece 4
günlük turu sattıktan sonra uçak saatini erkene alarak Prag'ta
geçireceğimiz yarım günü de böylece iç ettiler. Bu yetmiyormuş
gibi Atatürk Havalimanı yerine Sabiha Gökçen'e indirdiler. Bu duruma en
çok Tolga ve Ayşegül sevindiler. Çünkü onlar Sakarya'da ikamet ettiklerinden
hem erkenden evde olacaklardı hemde Ssbiha Gökçen'e inerek yolun yarısını
gelmiş oluyorlardı. Ama biz bunun ne kadar can sıkıcı olduğunu konuşarak
otelimize geri döndük. Hem rehberin disiplinsizliği hemde acenta olarak
yaptıkları bu yaklaşımlarından ötürü tekrar tercih etmeyeceğimiz acentalar
listesine ekledik ve erkenden havaalanının yolunu tuttuk.
Aklımda
Prag'tan kızılın binbir türlü rengi, geleneksel birasının tadı, Barok tarzı
muhteşem yapıları, birbirinden güzel kuklaları, arnavut kaldırımlı taş
sokakları kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder