17 Kasım 2016 Perşembe

Bir Resim - Özgürlüğeeee

Benim akıllı bıdık oğlum Bora 8,5 yaşında bu aralar... Büyüyorlar ve ben sadece öylece bakıyorum bu kadar hızlı büyümelerine... Yetişemiyorum tadını çıkartamıyorum. Günler geçip gidiyor...
Geçen hafta ananesini ziyarete gittiğimizde otururken baktım bi şeyler çiziyor. Özellikle karakalem yapmayı seviyor. Dedim ki : "Bora’cım beni çizer misin ?  Çok merak ediyorum bakalım nasıl çizeceksin ?"

 İçeri gitti. Az sonra geldi. Çizmesi çok uzun zaman sürmedi. Resme bakar bakmaz, abartmıyorum 
47 saniye 7,4 şiddetinde Gölcük depremi  geçiriyomuşuz gibi uzuuun uzunnn bakakaldım.  Öylece kalakalmışım. Hatta görenler ağzımın 5 karış açıldığını söyledi. Çenem düşmüş olmalı. Çok etkilendim. 

Özgürlüğeeeeeee....  


Dedim ki : “Bora’cım bu nasıl bir resim böyle ne kadar güzel bayıldım.  Muhteşem. ”  Sarıldım kocaman öptüm en tatlı balkaymak yerinden.  Sonra : “Peki şimdi nasıl yani ben çok özgür bir insan mıyım o yüzden mi böyle çizdin yoksaaaa özgürlüğe savaş mı açtım öyle mi görüyorsun o yüzden mi böyle çizdin? ”  dedim.

Cevap : “ Ya dedin ya işte ben hayalinde nasılım diye ? İşte hayalimde nasılsan bende öyle çizdim.”  dedi. bi daha bi daha bi daha öptüm. Aklıma geldikçe hala öpüyorum...

İster özgürlüğe savaş açmış olayım , isterse de özgür olmuş olayım. Farketmez. Farkeden şey onlara Özgür ruhu aşılayabilmiş olmak. Çocuklar anne ve babasını nasıl örnek alırsa öyle devam eder hayatına ...  Çocuklar üzerindeki bıraktığımız izlenimler bir kez daha önemini kavratıyor bizlere.
Özgüveni yüksek , özgür ruhlu, kendinden emin çocuklarımın olması hayalimi bu resimle görmüş olmak beni inanılmaz mutlu etti.  

Tabii bu durumu kıskanan kıskanç insanlar sürüsü  Zuzu, Fatih, Sado, anane ve babası “beni de çiz beni de çiz Boraaaa”  diye yalvarmaya başladılar. Bora’ya da eğlence çıktı tabi. Gidiyo geliyo birini çiziyor. Gidiyo geliyo birini çiziyor. Fakat ama lakin hiçbirininki annesinin kadar güzel olamadı.

İşte kanıtı ;

Zuzu’nun yeni bebitosu olduğu için sürekli teyzesini emzirirken görüyor bu  ara o yüzden 
Emzirmeyeeeeeeeee......



Fatih maç hastası, gol kralı, fanatik FB’li Goleeeeee........



Babasıyla sürekli ders yaptığı için ödevlerde Yardımaaaaaa.......


Sado sürekli ilginç hayvanlar tutma peşinde, kirpi, karga, yılan, çıyan, akrep, tosba Yakalamayaaaaaa


Ananesi sürekli yemek yapıyor ve yediriyor yemek yapmayaaaaaaaaaaaa


Ve Zeynep sürekli abisinin odasına girip herşeyi karıştırıp döküp saçtığı için kırmayaaaaaaaaaaaaaa



Kıskanç insanlar sürüsünden hiçkimse de demedi ki  “Bora’cım hepimizi çizdin çok teşekkür ederiz ama sen kendini çizmedin ? Kendini nasıl nerde görüyosun bi çiz bakalım.”  demek tabiki anasının aklına geldi.

Ve en güzel resim sayısı 2’ye çıktı. Özgürlüğe ve Bilimeeeeeee....





 6 Kasım 2016 , Home Sweet Home , 
K. Çamlıca




8 Kasım 2016 Salı

Başka Kalemden Günlüklerim


























Uzayan saçlarına inat, kısalan ömrün ve sığ zihinlerin sana yaptıklarınla uyandın yine bu sabah
Odanda alışık olduğun bir objeye ya da noktaya bakarak açtın iri gözlerini
Biraz daha uyumak istedin düşünce kitaplığında geceden bıraktığın sayfaya tekrar bakmamak için
Ama yine açtın o sayfayı aynı acımtıraklıkta bıraktıığın o sayfaya bağımlı bir köle gibi
Yatırma boynunu yine bir tarafa
Kaldır o buynunu diğer tarafa sabah kokusuyla tuzunu alabileyim önce
Sonra da titrek parmaklarından öpeyim
Hisset o lezzeti sinir uçlarında ve silkelen
Uyan be kadın geceden kalma sürtük gibi dolanma ortalıkta
Çok işimiz var...
Sadece parasına kafa yor o aptal ofis duvarlarının
Şahsına zarar vermesine izin verme ego saldırılarının
Sinsice bir gülümsemeyle gir odana
Bırak aptal suratlar çözemesin anlamını
Silkelen be kadın
Daha çok işimiz var
Daha çok sayfalarımız var parmak uçlarımızla çevrilecek

Ve daha çok şarabımız var içilecek


K.Akyol ,  12 Ekim 2016