24 Şubat 2017 Cuma

Bir Not



Benim gibi kadınları çok takdir ediyorum.
Çalışıp kendi parasını kazananları,
Evde işini gücünü bitirip topuklu ayakkabılarını giyip işe gidenleri,
Bir ton  laf işitip yoluna devam edenleri,
Erkeklerine sıcacık yuva olup,
Dışarıdaki havaya buz gibi olanları,
Evinin kirasını ödeyip, indirimden birde kendisine palto alanları,
Risk almayı sevenleri,
Kafasındaki hayalleri; vapura, otobüse, dolmuşa binip oradan oraya taşıyanları,
Kitap okuyanları, özgür ruhlu olanları,
Bir şeyi derinlemesine öğrenmeyi aklına koyanları,
Bir erkekle yemeğe çıktıklarında hesabın yarısını ödemeden rahat edemeyenleri,
Bir yandan aşkla öte yandan hayatla mücadeleye baş koymuşları,
Bir fikrin, bir inadın, bir iddianın peşinden yorulmadan koşanları,
Kadın olmak başlı başına zor ama bundan şikayetçi olmayanları ,
Sevenlerine kul, sevmeyenlerine kör olanları,
Takdir görse de görmese de yolundan dönmeyenleri,

Çünkü bu kadınlar, gün bitip gece olduğunda bin bir kaygı ile gözlerini yumsalar da , sabahına pırıl pırıl gözlerini kocaman açar ve yollarına umutla devam ederler….

Çağlayan'da bir Cuma 
24.02.2017



17 Şubat 2017 Cuma

İki Kitap : Nazım Hikmet

Lanet olsun, ne muazzam şey seni sevmek!
Sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin.
Canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum.
Bu şehir güzelse senin yüzünden , bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden...


Bu şiir Nazım’ın hiçbir kitabında daha önce yer almamış. İlk defa bu kitabın içine konulmuş. Nazım Hikmet’ten Vera Tulyakova’ya yazılmış kartpostalların olduğu bu kitap 2011 yılında sınırlı sayıda YKY yayınlarından çıkmış ve tükenmiştir.

Ben ise bu kitabı çok tesadüf Kayınvalidemin kütüphanesine göz gezdirirken buldum. 72 sayfa , albüm mahiyetinde, hafif ama derinliği sizde çok etki bırakacak olan bir kitap.  Şahsen bende bıraktı. Nazım Hikmet ile ilgili ne okusam ona  bir kez daha vuruluyorum. İçeriğinde kartpostalların olması, kartpostalların gittiği şehirlere ait görselleri, ve yazdıkları…  Özlem çekmek nedir okurken bizzat yaşatıyor. Saygıyla anılası insan Nazım sen ne kadar naif, ne kadar ince yürekli bir adamsın. Özgür ve yenilikçi büyük bir aydın. Peki bunun yanında var mı aşkı ve barışı onun kadar güzel dile getiren başka bir şair ?

Şimdi hiç aramayın bu kitabı çünkü bulamayacaksınız. Önce ben bir aradım. Çünkü tam bir hasretlik çeken dostuma hediye etmek istiyordum. Eminim okuyunca kendinden çok şey bulacaktı. Fakat bulamadım.  YKY’de yok . Stoklarda yok. Tükenmiştir, tükenmiştir, tükenmiştir. Sonra kitapçı bir arkadaşıma yalvardım.
 “-Noluuurr bana bu kitabı bul, hiçbir yerde bulamıyorum delireceğim.”  diye…
Bana bir link gönderdi.
“-Bütçen varsa al” diye yazmış her zamanki lalettayin tavrıyla.
Bir baktım  250 TL. Gözlerim yuvalarından fırladı. Normal fiyatı 20 TL olan bir kitap.  Ama işte nadir kitaplar arasına düşmeyegörsün.  Sonra başka bir sahafta bulabilir miyim diye pek çok sahafa sordum. Sanırım biri bulmuş olacak ki 250 TL olan dükkanda,  bana 350 TL ‘ye verebileceğini söyledi. Komediye gel.

Aramaktan vazgeçmedim.  Sadece  internetten satış yapan bir kitapevinde nihayet buldum. İşte zafer benim! Dedim önce.  Çok güzel 15 TL fiyatı da yapıştırmış. Ama bilmiyor ki stokta yok. Bende ihtimal vermedim ama  hadi dedim şansımı deneyeceğim. Sipariş ettim. Ödemeyi yaptım beklemeye başladım. Bekle Allah bekle kitap yok. Tam acaba dolandırıldım mı gitti para tüh derken telefon geldi.
“- Efendim yayınevi o kitabı artık basmıyormuş.” 
“- Eeeeee….”
“-Paranızı iade mi edelim yoksa başka bir kitap sipariş etmek ister misiz?”  
Olmamasına nasıl şaşırdım nasıl şaşırdım, anlatamam…

Bu süreçte çok güldüm, çok eğlendim. Yer yer hırs yaptım. İnadımı bir kez daha test ettim. Çoğu zaman azmime şapka çıkarttım. Bütün bu duyguları sadece ufak bir sürpriz yapmak için yaşadım ama maalesef bulamamış olmanın hüsranı ile kaldım.  

Sonuç; o sürpriz aradan geçen zamana rağmen yapıldı mı yapıldı. Tabi ki kayınvalidemin kütüphanesinden ödünç alınarak.  Çok uzak bir yola gitti, okundu ve geri geldi sağsalim. Ve geri yerine konuldu mu konuldu. Bu arada o kitabı yeni çıktığında 2011 yılında doğum gününde kayınvalideme oğlu hediye etmiş meğersem… Ah neler neler …  Burdan yola çıkarak Kayınvalidemin bu yılkı doğum gününde de ben bir Nazım kitabı hediye ettim kendisine.  ” Nazım’ın evinde Vera’nın sofrasında”.  Okumadım ama inceleme fırsatım oldu. İçerik olarak “Bu şehir” kitabına benziyor. Albümlerden çıkmış belkide hiç görmediğiniz samimi sıcak ev ve sofra fotoğrafları, renkli kuşe kağıda…


Vera’nın Nazım’a sitemleri, Nazım’ın Vera’ya kibar tavırları, gönül kırmaları, gönül almaları,  diyaloglar gözlemlediğim kadarıyla … Ve eminim daha fazlasını bu kitapta da bulacaksınız. 

Şubat , 2017