14 Şubat 2018 Çarşamba

Bir Tiyatro : Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi


Hayatımda ilk defa bir tiyatro oyununu 2 defa izledim. İzlemeye değer gördüklerimle izlemeye değer gördüğüm çok az şey olmuştur. Bu da onlardan biri.

Oyun atölyesindeki tüm oyunları her sezon takip eder, izlemeye çalışırım. Geçen yıl izlediğimde aklımda kalan pek çok etkileyici sahneyi, ikinci izleyişimde detayları da yakalayarak anlatmak istediğim tastamam haliyle makalemi artık yazabilirim.

Esra Bezen Bilgin’i gözlerimi bile kırpmadan izlediğim ilk oyunuydu. İkinci oyunu Haluk Bilginer ile oynadığı “Pencere” oyunundaki performansında da aynı pür dikkatle izlemiştim. İnanılmaz, muhteşem başarılı bir oyuncu diyeceğim ama hafif kalacak. 2011 ve 2012 En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini topladığı oyundur. Boşuna toplanmamış olduğunu görüyoruz. Esra Bezen Bilgin’i tanımasanız oyunu izlerken dersiniz ki bu kadın kesin Ukraynalı. Türkçeyi yeni öğrenen yabancı uyruklu bir kadın aksanı ve vurgularıyla o kadar güzel oynuyor ki Türk olduğundan şüphe edersiniz. Ses tonu, mimikleri, duygusal tepkimeleri, konsantrasyonu, rolüne kendini adamışlığı bu kadar doğal ve bu kadar inandırıcı oyunculuk sergilemesi ile kendisine hayran bıraktırıyor.

Talimhane temsili olan oyunun adı içinizde nasıl hafiften bir travma yaratıyorsa anlayın ki adı gibi  oyunun kendisi de dramatik alt yapısıyla , güldürürken bile içinizi burkan, yüreğinizden bir şeyler koparan, olayda herhangi bir komedi olmadan da canınızı acıtan şeyler olduğunu farkedeceksiniz.

Tek perde, 75 dakikalık oyun, 3 ayrı zamanı 3 ayrı yatak ile sahnede sade bir dekor ile anlatabilme becerisi de ayrıca takdire değerdi. Geçen 3 zamandan sadece birinde yer alan diğer oyuncu Güliz Gençoğlu da göründüğü sahnede çok iyiydi. İnandırıcı bir karakterdi ve Esra Bezen Bilgin ile kuvvetli bir uyum içindeydi.

Oyun kurgusunda hikayeyi etkileyici yapan, son sahnede neler olduğunu gördükten sonra "aslında herşey demek böyle başlamış" kısmını görmekti. Duygu sömürüsü yapmadan, kadın ticaretinin hikayesini böylesine güzel anlattığı için yönetmen Mehmet Ergen'i de ayrıca tebrik etmemiz gerek.

Dijana çantasından bir gazete haberi küpürü çıkartıyor. Çok etkilendiği bir haberi kesmiş ve saklıyor. Haberde yedi yaşında bir kıza kalp nakli yapmışlar ve ameliyattan çıkar çıkmaz gazeteciler minik kıza mikrofonları uzatıp sormuşlar: “Ne hissediyorsun ? ”  Minik kız da cevap vermiş : “Önce bir boşluk oldu kalp gidince ama şimdi iyi” demiş. “Yedi yaşındaki kıza da bak nasıl bir cümle kurmuş böyle hem de etrafa gülücükler saçarak” diyor. “Ben olsam böyle cümleler kuramazdım. Ameliyattan yeni çıkmış, ağzımdan burnumdan hortumlar sarkarken,  o gazetecilere lütfen siktirip gider misiniz derdim” diyor.

Burada yedi yaşındaki çocuk bile bir başkasının kalbiyle yaşayabiliyorsa, cesaret gösterip hayatın akışını değiştirerek bir başkasının kalbiyle bambaşka hayatlar yaşanamaz mı ki mesajı alınıyor ama Dijana için bu gerçekleşmiyor! Neden gerçekleşmiyor? Çünkü gelir gelmez pasaportuna el konup, fuhşa zorlanan Dijana, satıcısına (Mustafa) karşı aşka tutuluyor ve başına geleceklerden habersiz, doğacak çocuğuyla mutlu bir gelecek hayal etmeyi sürdürüyor. Aşk ve aradığı daha iyi bir hayat için geldiği İstanbul’da kurtuluş özlemi ile olanları görmüyor ve aslında Mustafa’nın her sözüne inanarak kandırıldığının farkına çok geç varıyor. Kısaca anlatılan alıkonulan milyonlarca kadının yaşamlarının dramıdır.

Oyun yeni başladığı esnada “Aslında çok komik bir şey var, ben kaç para ettiğimi biliyorum. Kaç kişi söyleyebilir bunu? Üç bin dolar ediyorum. Çünkü Mustafa benim için o kadar ödedi. Yani tam iki buçuk iphone" tiradı, saçları için paraya kıyıp Loreal şampuan tercih ettiğini anlatırken “Loreal çünkü ben buna değerim” tiradı, yatakta son müşterisi geldiğindeki "Ne düşünüyorum?" tiradı , yatağın üstünde dans ederek Mustafa'ya aşık olduğu anı anlattığındaki  "Dişleri bembeyazdı!" tiradı ve "Benim kafa sayılara basıyor, öyle diyor Mustafa” tiradları akıllara kazınacak cinstendi.

Gerçekten iyi bir oyun ve iyi bir hikaye izlemek istiyorsanız kaçırılmaması gereken bir oyun. Hala oynuyorken gidip görün.

Yazan
Lucy Kirkwood

Çeviren & Uyarlayan
Seçil Honeywill

Yöneten
Mehmet Ergen

Oyuncular
Esra Bezen Bilgin ve Güliz Gençoğlu

ÖDÜLLER :
2012
Afife Jale Ödülleri
Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Ödülü (Esra Bezen Bilgin)

2012
Sadri Alışık Ödülleri
Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Ödülü (Esra Bezen Bilgin)
Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Ödülü (Güliz Gençoğlu)

2012
Tiyatro Eleştirmenleri Birliği
Yılın Tiyatro Oyuncusu Ödülü (Esra Bezen Bilgin)

2012
Tiyatro Dergisi
Yılın Çevirmeni Ödülü (Seçil Honeywell)

2012
Tiyatro Dergisi
Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Ödülü (Esra Bezen Bilgin)

2011
Direklerarası Seyircileri
Küçük Salon En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Esra Bezen Bilgin)

2011
MSM Sanat Ödülleri
En İyi Yönetmen Ödülü (Mehmet Ergen)

2010

İngiltere / John Whiting Ödülü