
Hare ve Bora bir yaş daha
büyümüş. Bora 3,5 yaşında Hare ise 1,5. Bu seferki turumuz karayolu ile Yunanistan’a
geçmek. Ordan da Thassos Adası’na. Türkçe adıyla Taşöz Adası. Nasıl kızıyorum
nasıl hüzünleniyorum. Bizim sınırlarımıza bu kadar yakın kaybedilmiş güzelim
adalardan biri ...
Tatil bu sefer farklı bir heyecan ile başlıyor.
Atlıyoruz arabalarımıza doğru İpsala sınırına. Bu defa iki araba olduğumuzdan
walkie-talkie’lerimizle makara hiç bitmiyor. Sorunsuz bir şekilde sınırdaki
kontrollerimizden sonra Yunanistan’dan Alexandroupolis’teki feribot limanına
doğru olan yolculuğumuz başlıyor. Tabelalarda latin harfleri olmasına
seviniyoruz ancak iç kısımlardaki tabelalarda yunan alfabesi devam ediyor. Anlamak güçleşiyor.

Hotel Kamelia ile yazlık bir
yere geldiğimizi farkına vardık. Önü deniz , kumsal, tertemiz, otel ise
yemyeşil ve restorantları olan şenlikli bir caddede... Üstelik bebekler içinde özel park yatak koydular. Daha ne olsun.
Ve diğer günler durur muyuz
yerimizde hiç ? Asla.Derhal bir harita edinip diğer koylarda ne var ne yok görmeye gittik. Hele bir tanesi vardı ki fotoğraflar anlatsın benim dilim yetmeyecek tarif etmeye...
İster kum plaj, ister çakıl taşlı plaj, ister kalabalık, ister sessiz sedasız bohem plajlar... Her tercihe uygun plaj mevcut. Derken tatil biter. Gün yetmedi ki diğer yarısını da gezelim. Ama yeniden gelmek için bahanemiz hazır. Diğer yarısını gezmek kimbilir hangi sene hangi yaz tatiline kısmet olur ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder