15 Mart 2018 Perşembe

Bir Gezi : Çanakkale Şehitleri


Bu yıl 103. Yıldönümü’nde hepimiz biliyoruz ki Çanakkale Savaşlarında kazanılan zafer Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun temel taşıdır.

Atatürk Türk insanını ve onun vatan sevgisi ile dolu gücünü Çanakkale Savaşları’nda tanıdı. Bağımsızlığımızın kazanılmasında en önemli ve ilk engeli Çanakkale’de aştı.Her Türk cocuğu Çanakkale Savaşlarını okuyarak atalarının düşmana karşı bu güzel vatanı nasıl koruduğunu bağımsızlığı ve hürriyeti için ölümü hiçe saydığını öğrenmelidir ki bağımsız ve hür yaşadığı ülkesi Türkiye’nin değerini daha iyi anlayabilsin.

Bu düşünceden yola çıkarak 28 Mart 2009’da yani 94. Yıldönümünde bir zamanlar içinde yer aldığım gezdikce ekibiyle ilk gezimizi Gelibolu Yarımadası’nda yatan şehitlerimizi ziyaret ederek anlamlandırdığımız bir organizasyon yapmıştık.

On beş kişilik grubumuzla sabahın karanlığında buluştuk. Pek çoğumuz ilk kez Şehitliği ziyaret edeceği için heyecanlıydı. Yolculuğumuz güle oynaya, çaylar ve kahveler eşliğinde birbirimizi tanıyarak geçti. Tanışma hikayelerimiz benim en çok eğlendiğim anlardan biri oldu.

Önce Kilitbahir’den Çanakkale’ye geçtik. Sırayla kaleiçini , müzelerini ve Nusret Mayın gemisini gezdik. Beni en çok büyüleyen Kaleiçi oldu. Kale duvarları savaşın ne derece şiddetli geçmiş olduğunu apaçık gösteriyor. Kale içindeki gezimiz savaşın stratejisini anlatan video gösterimiyle başladı. Askerlerin anlatımı ve küçük bir tiyatro canlandırmasıyla daha da anlamlı hale geldi.

Müze gezimizin bitiminde sipariş ettiğimiz meşhur peynir tatlılarını da aldıktan sonra Truva atını görmek için sahil yolunu tuttuk. Rehberimizin Truva atı önündeki kısa anlatımından sonra ilk feribota binmek için iskeleye yürüdük. Asıl Şehitlik gezimiz şimdi başlıyordu.

Abide yolu üzerinde önce Alçıtepe, Sargıyeri ve Yahya Çavuş Şehitliği’ni gezdik. Daha sonra da Abidenin olduğu yere çıktık. Şehitliği ilk ziyaretimden bu yana 4 yıl geçmişti ve bir takım yerlerde yeni düzenlemelerin olduğunu gördüm. Abide’nin ordaki mezarlar daha önce yürüyüş yolu olan yere taşınmış ve alfabetik şehirlere göre düzenlenmiş.

57. Alay
Mezarların oradan oraya habire taşınmasını tasvip etmesem de aradığımız şehit’i bulmak kolaylaşmış ve mezar taşları daha güzel bir hale gelmiş. Yahya Çavuş Şehitliği’nde ise tabyalar temizlenmiş ve taşlar yeniden onarılmıştı. Önceden bakımsız, her yerinden yabani otlar çıkmış tabyaları ücretsiz gezebilirken bu defa bakımlı ve temiz aynı tabyaları ücretli olarak gezebilirsiniz.

Yemek molası verdikten sonra gezimize kaldığımız yerden devam ettik. Kemalyeri, Conkbayırı, 57. Alay Şehitliği, Kabatepe ve Kanlısırt’ı gezdik. Hepimizin tüylerinin ürperdiği ve sessizce gezdiği , yüzlerimizde derin hüzün izlerinin belirdiği tek bir yer vardı ki , bir askerimizin bile sağ çıkamadığı 57. Alay... Dahası hangi mezar taşına bakarsanız bakın 25 yaşın üstünde tek bir şehit göremezsiniz. “Aziz şehitlerimiz , Vatan size minnettardır. Ruhunuz şad olsun. “

Gezimiz gün batarken Anzak Koyu’nda son buldu. Grup üyelerimizin her biri çok şeker insanlar olmasının yanında uyumluydular. İlk gezimizi kazasız belasız gerçekleştirmiş olmaktan mutlu ve huzurlu evlerimize döndük.


Ve son olarak kim bilebilirdi ki 2014 yılına geldiğimizde18 Mart günü bir kız çocuğu dünyaya getireceğimi? Ama işte minik kızım bu güzel ve anlamlı günde gözlerini dünyaya açtı. Bugün 4 yaşına geldi bile.  


Şehitlik Abidesi ve Zuzu

Anzac

57. Alay

57. Alay 'da tüylerimizin ürperdirğini hissettiğimiz anlar

Gezdikce'yi beraber başlattığım arkadaşım Fethiye



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder