
Raif Bey bir gün rahatsızlanır ve ziyaretine gelen genç iş arkadaşı Rasim’e bir defter verir ve bu defteri yakıp yok etmesini ondan rica eder. Ancak Raif Bey’deki gizemi çözebilmenin tek yolu bu defter olduğunu anlayan genç adam kitabı okumaya karar verir. İşte roman şimdi başlamıştır.
Rasim ,Raif Bey’in yaşamı süresince çok güçlü bir tutkunun esiri olduğunu bu hatıra defterini okuyunca anlar. Bir insan hayatı boyunca sadece 4 ay mı mutlu olur ? Gerçekten yaşadığını hissettiği kısacık bir anı boyunca …
Büyük usta
şair ve yazar Sabahattin Ali, Raif Bey’in duygularını Türk Dilinin
zenginliğiyle en güzel tasvirleri
kullanarak bizleri de o esrarlı ve keder dolu dünyanın içine sokmayı
başarmaktadır. Henüz genç bir delikanlı iken Berlin’de bir sanat galerisinde
gördüğü tablo onu derinden etkiler. “Kürk Mantolu Madonna” isimli tabloya aşık
olur. Tabloya olan hayranlığı günden güne artar ve sonunda tablonun sahibi
Maria Puder ile burada tanışırlar. Maria Puder özgür yaradılışlı, güçlü ve
baskın karaktere sahip genç bir kadındır. Birlikte çok güzel vakit geçirirler. Ancak
Raif’in Türkiye’ye dönmesiyle bağlar kopar. Raif Bey ise derin iç yalnızlığına
gömüldüğü günleri böylece başlar.
Herkesin
kitaplığında bu eşsiz romana yer açması nacizhane tavsiyemiz olabilir.
Kitaptaki her bir cümle derin anlamlar içermekte olduğundan vecize olabilecek boyuttadır.
Sabahattin
Ali’nin bu kitap için söylediği bir söz ile yazıya son nokta koymamız bu kitap
için söylenebilecek en özlü son söz olacaktır.
”Dünya’nın en basit, en
zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne
müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor
ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay
şeylerden biri zannediyoruz?”
Yazarı : Sabahattin Ali
Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı : 160
Basım Tarihi : 1943
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder